Bir insanın suçlu mu yoksa devlet memuru mu olduğu tamamıyla meseleye
nasıl bakıldığına bağlıdır. İnsanoğlunun kendine özgü kararsız ruh
hali, onun, aynı anda iki zıt yasaya göre hareket etmesini sağlar. Bir
hayatını ona göre sürdürdüğünü söylediği yasa vardır, bir de
standartlarına gerçekten uyduğu yasa. Bu öylesine köklü, öylesine
incelikli bir aldatmacadır ki, çoğu insan farkına bile varmaz; gerçi
psikolog, düşünür ve benzeri insanlar için bilinmedik bir hadise
değildir.
insanoğlu zannettiği kadar iyi değildir.(Gerçi ne de zannettiği kadar
kötüdür ama şimdi fazla zorluk çıkarmayalım.) Aslında muhtemelen
sağlıklı ve doğal olan ancak zamanla ve bireysel özellikleri ve
alışkanlıklarının taşıdığı ucubelikler neticesinde olumsuz değerler
atfettiği(ya da -genellikle sapkınca suçluluk duygusuyla dolu psikopat
uyumsuzlar olan- dini liderlerinin olumsuz değer atfetmesine izin
verdiği) belirli ihtiyaçları vardır, belirli hizmetleri talep eder. Uç
noktada bir paradoksal başkalaşım örneği olarak masum arzular tabu
haline gelir.
Bir arzunun öyle ahlaksız olduğunu “söylemek” -ya da inanılması daha
da güç bir soyutlamaya başvurarak bir arzunun gerçeğe dönüştürülmesini
kanuna aykırı saymak- o arzuyu ortadan kaldırmaz. Dürüstlük dışında
hiçbir şeyi ortadan kaldırmaz. Aldatmaca ortamına ilaveten, A Yasası’nın
hükümlerinde izin verilmeyen B Yasası hizmetlerinden yararlanmak
amacıyla insanların “alçaldığı” bir yeraltı dünyası yaratır. Toplum,
kendini A Yasası’na uymaya zorlamak için silahlı serseriler tutar ama,
her yıl daha büyük miktarlarda paralar B Yasası’nın sunduğu hizmetlerin
gizlice keyfini çıkarmaya harcanır. Yeraltı dünyası varlığını sürdürüyor
çünkü toplumun ona ihtiyacı var, onda ısrar ediyor, onu destekliyor
(tabii ki aynı zamanda onu inkar edip yargılıyor).
Aman yeter artık. Sadece şu kadarını söyleyelim ki, A Yasası’na göre
-uyuşturucu satıcısı ve kürtaj simsarı- Delifişek Purcell kanuna karşı
gelen bir adamdır. B yasası’nın gerçekliğindeyse görev bilinciyle can
ciğer dostlarının çıkarlarına hizmet etmektedir.
-Dur Bir Mola Ver, Tom ROBBINS-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder